Akışta kalabilmek nedir ? Hayatımızda en çok zorlandığımız konulardan biri akışta kalabilmektir. Çevremizdeki insanlara öğüt verme konusunda oldukça başarılıyız ama söz konusu kendimiz olduğumuz zaman maalesef bu öğütleri kendimiz uygulayamıyoruz. Bir türlü akışta, anda kalamıyoruz. Ya geçmişte yaptıklarımız için hayıflanıyor ya da gelecek kaygısı içerisinde yaşıyoruz. Bu yazımızda, nasıl akışta kalacağımızı, anı yaşayarak gerçek huzuru yakalayabileceğimizi sizlerle paylaşacağız.
Akışta kalabilmek nedir ?
Çevremizdeki insanlara bir şeylerden vazgeçmeyi, her şeyi kafaya takmamayı, boş vermeyi tavsiye ediyoruz ama maalesef çoğumuz bunu kendi hayatımızda uygulayamıyoruz. Akışta kalmak, her ne olursa olsun en yüksek hayrımıza olacak sonucun bizi beklediğini bilmek ve üzerimize düşenleri yaptıktan sonra her türlü isteğimizi, duamızı Yüce Yaratıcımıza’a teslim etmektir. İsteklerimizin bizim en hayrımıza olacak şekilde Allah (c.c.) tarafından yanıtlanacağından bir an olsun bile şüphe etmeyerek akışta kalmalıyız.
Akışta kalamamak nedir?
Akışta kalamamak ise hayatımızda olmasını istediğimiz dileklerimiz için sürekli kaygı halinde olmak, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda şüphe duymaktır. “Acaba ne zaman isteğim gerçek olacak?” “Neden isteklerim hala gerçek olmadı?” gibi sorular ile kendimizi yiyip bitirerek mutsuz oluruz hem de Yüce Yaratıcımız’a adeta güvensizlik içinde oluruz. Olmasını istediğimiz şeyler konusunda sabırsızlanmak, öfkelenmek, sürekli çabalamak akışta kalamamaktır. Tabi ki, çalışıp çabalayacağız ama buradaki çabalamaktan kastımız çok aşırıya kaçmaktır. Aynen, denizde olduğu gibi çabalayan çırpınan insan boğulur ama kendini suya bırakan çırpınmayan insan zaten suyun kaldırma kuvveti ile batmaz. Çabalamak, olmuyor diye sürekli uğraşıp didinmek, çabalama enerjisi yayar. Siz çabaladıkça daha da mutsuz olursunuz. Bu durumda, Allah’a tam tevekkül ederek dualarınızın en uygun zamanda, sizin hayrınıza olacak şekilde sonuçlanacağına inanmıyorsunuz demektir.
Nasıl akışta kalabiliriz?
Akışta olmak, önce kendini kabul etmekle başlar, kendi doğamızı sevmek ve kabul etmekle… Ve sonra olayları ve insanları kabul etmekle devam eder ve ardından hayatın getirdiklerini sevgiyle karşılamaya dönüşür. İşte bu ruh halinde, kendi doğamızda aktığımızda sürprizlerin ne olacağına aldırmadan huzurla yol alırız. Çaba sarf etmemize gerek yoktur aslında. Ve Evren bizden çaba sarf etmemizi istemez, sadece fark etmemizi ister. Zorlukların üstesinden gelmek için çaba sarf etmemizi istemez, sadece o zorluğun neden olduğunu fark etmemizi ister, hastalıklarla savaşmamızı istemez, sadece o hastalığın ne öğretmek için geldiğini fark etmemizi ister. Bize sataşan insanları alt etmemizi istemez, sadece o insanın neden karşımıza çıktığını fark etmemizi ister.
Farkındalık
Kısacası hayat bizden sadece fark etmemizi ister, bu yüzden en temel öğretidir farkındalık. Fark ettiğiniz anda, olayın arkasında yatan sebebi bulursunuz ve anında olay kendiliğinden çözülür. Dersi aldığınızda, öğrenmeniz gerekeni öğrendiğinizde yani amacı fark ettiğinizde size zarar veren kişi hayatınızdan çıkar, hastalık iyileşir, dalgalı sular dinginleşir. Her şey olağan akışında devam eder.
Bereket de öyledir. Para girer, para çıkar, eşya girer eşya çıkar. Eğer siz bu akışı keserseniz örneğin eşyaları biriktirir ve atmazsanız (eski giysiler, eşyalar vb), ya da para biriktirmek için (fakirlik korkusu) ekstra çaba sarf ederseniz bu akışı engeller ve bereketin hayatınıza gelmesini engellersiniz. Hemen deneyin, yıllardır giymediğiniz giysiler varsa çıkarın dolabınızdan ve başkalarına verin. Yıllardır kullanmadığınız eşyalar varsa atın. Bakın hemen nasıl yenileri hayatınıza girecek, nasıl enerji akışa geçecek…
Modern dünyanın karmaşasında mutluluğun sırrı
Modern dünyanın karmaşasında mutluluğu ve huzuru yakalamanın en önemli sırrı; zamanı ve anı değerlendirmektir. Geçmiş için hayıflanmamak, gelecek için endişeye düşmemek, nefes aldığımız anı en iyi şekilde değerlendirmek, en etkili mutluluk formülüdür. Ne yazık ki insanlar geçmiş için üzülerek stres ve depresyon hastalıklarından; gelecek için endişeye düşerek panik atak ve anksiyete rahatsızlıklarından muzdarip oluyorlar. Halbuki sufiler, ne de güzel öğüt veriyor: “Geçen geçmiştir, geçen için üzülmenin bir manası yoktur. Gelecek ise henüz gelmemiştir, gelip gelmeyeceği de belli değildir. Gelmeyen ve henüz gelip gelmeyeceği belli olmayan gelecek için üzülmenin de bir manası yoktur. Öyleyse insan, anı değerlendirmelidir. Bu da demek oluyor ki insan, her vakit içinde o vakitte işlenmesi en hayırlı olan şeyle derhal meşgul olur; Allah’ın rızası olan en güzel işle ilgilenir ve o vakit içerisinde kendisinden istenen görevi yerine getirir”
Kaynak: https://indigodergisi.com/2014/02/akista-olmak-bir-nehir-gibi/
Kaynak: Melek Mucizesi Şifa Teknikleri kiabı Esin Kumlu
Kaynak: Dua Terapisi – Esma Sayın
Hematit taşının faydaları
Corona virüsünden korunmak için neler yapılmalı başlıklı yazımızı da mutlaka okumanızı tavsiye ederiz.
karaciğer yağlanmasına kesin çözüm başlıklı yazımızı da mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. https://www.hayatvesaglik.net/karaciger-yaglanmasina-kesin-cozum/