İlk bilmemiz gereken şey biz zihin değiliz. Biz algılayan bilinçli varlıklarız. Zihnimizi belirli noktalara odaklanmak için kullanıyoruz. Biz saf farkındalığız. Zihnin sınırlı kapasitesinin çok ötesine uzanan ruhsal varlıklarız ama elimizdeki en önemli alet zihnimiz çünkü dünya var oluşunda onunla adım adım ilerliyoruz. Elimizdeki bu çok değerli aletin doğru çalışması için bazı bilgilere ulaşmamız gerekiyor. Şimdi hep birlikte zihnin frekansını isteklerimizle uyumlu çalıştırmanın sırrını keşfedeceğiz. Hazırsanız bu sırrın kapısını 3 adımda aralayalım:
Zihnin frekansını isteklerine ayarla
Zihnimin frekansını nasıl doğru bir şekilde ayarlarım!
İsteklerine ulaşmak için bilinçaltını kodlamak
1- Olumlu cümlelerle niyetini tam ve net ifade et.
İfade ederken şimdiki zamanda bir cümle yapısı kullan. Olumsuz eklerden ve olumsuz anlam içeren kelimelerden kaçın. Diyelim ki işinde çok başarılı olma niyetin var. Bunu şöyle ifade edebilirsin:
- Başarılı ve ülke çapında tanınan bir işim var.
- İşimi zevkle ve sevgi duyarak yapıyorum.
- İşimde her geçen gün daha fazla para kazanıyorum.
- İşim bana bolluk, bereket ve huzur veriyor.
2- Niyetini net bir şekilde gözünün önünde canlandır.
Bu kısımda zorlananlar olduğunu biliyorum. Bunun nedeni hayal kurmayı bırakmaktır ve bu bir insanın başına gelebilecek en kötü şey. Hayal kuramayan insan yaşamdan zevk alamayan insandır. Umudunu, yaşam sevincini ve içindeki o çok değerli çocuğu kaybetmiş insandır. Bunun başına gelmesine izin vermemek senin elinde. Çocukluk döneminin ilk 7 yılında tamamen hayal gücünle yaşarsın. Eline bir sopa alırsın ve bu bir ata dönüşür. Yaptığın şey tamamen gözünün önünde canlandırma çalışmasıdır ve bunu doğal olarak yaparsın. İnsanın en önemli yeteneği budur çünkü bunun sayesinde var olur. Sonra büyürsün ve ilk öğrendiğin şey hayallerin boş şeyler olduğudur. Sana hiçbir şey katmayan saçma fanteziler olduğudur. İşte bu, çevrenin negatif zihin programlarında en tehlikelisidir. Eğer, gözünün önünde canlandırmayı beceremiyorum diyorsan, çok ciddi biçimde bunun üzerinde çalışman gerek. Güzel haber, herkes aslında bunu yapmayı bilir ama zihnini buna kapatmayı seçmiştir. Şimdi, tam aksini seçebilirsin. Tıpkı bir çocuk gibi gözünün önünde canlandırmayı en baştan öğrenebilirsin ve değişimin ikinci sırrı budur: Gözünün önünde niyetini olmuş vaziyette canlandırabilmek. Bunun için ilk başlarda sana yardımcı olacak temsili resimler kullanabilirsin. Mesela, hayalindeki işi temsil eden ofis resimleri; başarılı olmuş mutlu işadamı resimleri, görselleri beynine kazıyabilirsin. Bunlara her gün bir süre ayırarak bak. Öyle ki, gözünü kapattığında bu görüntüler tüm ayrıntısıyla görünür olsun zihninin içinde.
Sen de neyi gözünün önüne getirmen gerekiyorsa onu temsil eden görsellerden yardım alabilirsin. Bir müddet sonra bunlara ihtiyacın kalmadan niyetini tüm ayrıntısıyla zihninin içinde görebilir hale geleceksin.
3- Üçüncü sır ise duygulardır.
En önemli sır işte budur. Duygu enerji çıkarır ve bu enerji senin niyetine uyumlanmanın anahtarıdır. Duygular manyetik bir alan yaratır. Bu manyetik alan niyetine giden yolu açar. İşinde başarılı olmak için olumlama yaparken o anda o duygunun içine girmen lazım. Gerçekten başarıyı yakaladığında nasıl hisler içinde olursun? Gurur duyma, kendine dönük bir hoşnutluk, kendini takdir etmeden çıkan mutluluk ve coşkulu bir sevinç hali. İşte bu, ulaşmak istediğin hedefinin duyguları ve bu duyguların frekansından doğan manyetik alan. Bu manyetik alana ulaşmak için bu duygulara uyumlanman lazım. Bu duyguları şu anda hissedebilmen lazım. Bu gerçekten zor bir kısım; bunu kabul ediyorum ama imkansız değil. Zihnine bir duyguyu çağırabilirsin. Biraz çalışmayla buna ulaşabildiğini göreceksin. Kurduğun cümleler ve göz önünde canlandırma gerekli zemini sağlayacaktır. Duygu çıkmadan, kuru bir şekilde bu iki adımı yapman maalesef hiçbir işe yaramıyor. Duygu olmadan yapılan her şey boşa gidiyor diyebilirim. Sadece duyguyu çağırabilsen, diğerlerini yapmadan bile hedefinin manyetik alanına girebilirsin. İşte bu adım, büyük sır aslında. İlk başlarda çok zor geliyor bu duyguları içinde bulunduğun ana taşıyabilmek. Rol yapıyorsun; hatta saçma bir duygululuk hali oluşuyor gibi geliyor ve komik bir taklit etme çabasına takılıyorsun. Bu çok normal. Bunun üzerinde durma. İngilizcede bir söyleyiş var: Gerçek olana kadar taklit et. Aslında bilinçaltın bir süre sonra sürekli taklit ettiğin şeyin gerçekliğine ikna olur. Burada zaten kilit nokta bilinçaltını bir şekilde ikna etmektir ve bilinçaltı sadece tekrarlarla ikna olur. Tekrar yapma bilinçaltı çalışmalarının özüdür.
Zihin programlamanın temelinde konsantrasyon ve tekrar yatar
Eğitim hayatımızdaki bir diğer eksik nokta konsantrasyon yeteneğimizi geliştirememiş olmak. Konsantrasyon öğrenilmesi şart olan büyük bir güçtür. O kadar büyük bir güçtür ki, tüm zihin çalışmalarının temelini oluşturur ve hayatını dönüştürmenin sırlarından birisidir. Maalesef günümüz dünyası odaklanma gücümüzün elimizden alınması üzerine bir sistem geliştirmiştir. Bunun elimizdeki büyük güç olduğunu bilen bazı karanlık güçlerin bilerek bunu bozmaya çalıştıkları söyleniyor. Bu doğruluk payı güçlü olan karanlık bir oyun ve zihnimiz üzerinde karanlık oyunlar oynandığı bir gerçek. Zihin gücümüzü elimizden almaya çalışmak isteyen bu güçler dünyayı böylece istedikleri kölelik sistemi içinde yönetebiliyorlar.
Zihnimizin bir numaralı güçlerinde biri neydi? Konsantrasyon! Şimdi etrafına bir bak. Kimse hiçbir konuya 1 dakikadan fazla odaklanamıyor. Bu yüzden kitap okuyanların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Elinde tuttuğun telefonlar dikkatini sürekli oradan oraya sıçratmak için adeta yarışıyor. Bir video ilgini çekse bile sonunu getiremiyorsun. Resimden resme, görüntüden görüntüye, konudan konuya adeta kayarak ilgini büyük bir kaosun üzerinde gezdiriyorsun. Sonuç? Elinden alınan büyük bir gücün farkında bile değilsin; o gücün adı
KONSANTRASYON
Dikkatini odakladığında zihin odaklandığın şeyin gerçekliğinin içine girer. O gerçekliği yaşamaya başlar. Artık dış dünyada olanlar silikleşmeye başlar. Bir müddet sonra odaklandığın şeyle bir olursun. Bu bir oluş hali beyin dalgalarını gamma seviyesine çıkarır. Bu seviye kaydedilebilmiş en yüksek frekanslı beyin dalgasıdır. Bu seviye aynı zamanda derin ruhsal deneyimler yaşayanların beyin dalgasıdır. Beynin ilahi olana açılan kapısı bu frekanstır. Gamma beyin dalgasına sadece konsantrasyon yeteneğinin geliştirenler ulaşabiliyor. İşte bu yüzden dikkat odağın bu kadar değerli. Elindeki en büyük güç bu. Bunu geliştirmek ise derin bir istek, motivasyon ve istikrar gerektiriyor. Burada ortaya tekrar yapmanın önemi çıkıyor. Her gün yapılan çalışmanın konsantrasyonunu arttıracağını bilmelisin. Bir diğer önemi ise bilinç altının tekrarlama yöntemiyle programlanabilmesi. Bu yüzden bu çalışmaların hepsini düzenli yapman gerekiyor. O gün ne olursa olsun iradeni bu çalışmaları yapacak şekilde güçlendirmen gerekiyor. En önemli şeyin bu olduğunu, kendi ruhsal yolculuğun olduğunu kendine hep hatırlatman gerekiyor. Dünyaya gelme amacının kendi ruhsal gücünü keşfederek, ilahi kanunlara uygun, insanlık onuruna yaraşır bir yaşam sürmek olduğunu kendine her gün, her yeni doğan güneşle tekrar tekrar hatırlatman gerekiyor. Her gün olumlu cümleleri, gözünün önünde kendini hedefine ulaşmış şekilde canlandırarak ve bu halde hissederek tekrarlamalı ve zihnini doğru kullanmayı öğrenmelisin.
Kaynak: https://www.mistikyol.com/sadece-bu-uc-sirri-ogrensen-dusuncelerin-gercek-olur/
Hayatınızdaki değişiklikleri şaşkınlıkla izleyeceksiniz!
Hematit taşının faydaları