Virüslere karşı bağışıklığı güçlendirmenin yolları , koronovirüs vakaları, ülkemizde ve tüm dünyada ciddi rakamlarla artmaya devam ediyor. Virüse yakalanma riskimizi minimuma indirmek, yakalandıktan sonra da hafif atlatmak için bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak zorundayız. Kişinin bir takım fizyolojik özellikleri haricinde günlük hayatında dikkat edeceği bazı durumlar bağışıklık sisteminin güçlenmesini ve hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlıyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:
Virüslere Karşı Bağışıklığı Güçlendirmenin Yolları
Sıvı tüketimi
Susuz kalmak zayıf bir bağışıklık sisteminin başlıca nedenlerinden biri olabilir. Vücutta biriken toksinlerin atılabilmesi için yeterli miktarda su içilmesi gerekmektedir, dolayısıyla bağışıklık sistemini güçlendirmek için bol miktarda su içilmelidir. Kahve ve çay, idrar miktarını arttıracağı için vücudun susuz kalma riskini arttırabilirler. Bununla birlikte taze sıkılmış olsa da belli miktarın üzerinde meyve suyu tüketmek önerilmemektedir.
Özellikle portakal, mandalina gibi narenciyelerin suyunun sıkıldıktan sonra kısa sürede tüketilmesi gerekmektedir, aksi takdirde içeriğindeki C vitamini, belirgin düzeyde azalmaktadır. Suyunu sıkarak içmek yerine meyveleri besin olarak tüketmek doğru yaklaşım olacaktır.
Beslenme
Dengeli, düzenli ve doğru beslenme bağışıklık sistemini en çok etkileyen faktörlerdendir. Mevsiminde ve taze olarak tüketilen besinlerden fayda görme olasılığı en yüksektir. A vitamini ağız, mide ve bağırsak gibi sindirim sistemi organlarını sağlıklı tutar ve enfeksiyonlardan korur. Bu nedenle tatlı patates, havuç, lahana, ıspanak gibi A vitamininden zengin besinler tüketilmelidir.
C vitamini, antikor oluşumunu uyararak bağışıklığı güçlendirir. Başlıca C vitamini kaynakları portakal, greyfurt ve mandalina gibi turunçgiller ile kırmızı biber, çilek ve domatestir. Ayçiçeği, badem, fındık ve fıstık gibi kuruyemişler içerdikleri E vitamininin antioksidan özelliğinden dolayı önerilmektedir. Bununla birlikte yara iyileşmesini de hızlandıran çinko içerikli gıdalar (kümes hayvanları, tam tahıl ürünleri, fasulye, fındık ve yağlı tohumlar) hastalıklara karşı koruyucudur.
Zerdeçal ve karanfil ise baharatlar içinde bağışıklık açısından tüketilmesi gerekenlerdir. Bununla birlikte karnabahar, sarımsak ve soğan gibi bazı sebzeler içerdikleri antioksidanların yanında glutatyon içeriklerinden ötürü de bağışıklık sistemini olumlu etkilemektedirler.
En önemli D vitamini kaynağı güneş. Güneşten D vitamini alamadığımız zaman takviye ürünler ile temin etmeliyiz. Kaliteli ve düzenli D vitamini takviyesi özellikle Covid 19 enfeksiyonunda hem hücresel bağışıklığı hem de yapısal bağışıklığı, antikor üretimini aktive ediyor.
Sumak , antioksidan özellikleriyle yıllardır kullanılan birçok bitki mevcuttur. Sumak, çok daha güçlü bir antioksidandır. Hücrelerin kanserleşmesini önleyen sumak, tüm kanser türlerine karşı koruyucudur. Antioksidan özelliği dolayısıyla kalp-damar hastalıkları ve kronik hastalıklara karşı da sumak ile önlem alınabilir. Antiinflamatuar özelliği ile grip, soğuk algınlığı ve enfeksiyonlarla savaşır. Ateş düşürücü özelliğine sahiptir. İçerisinde C vitamini bulunan sumak, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcıdır.
Tuz tüketimi
Yemeklerinizde mutlaka kaya tuzu ya da himalaya tuzu kullanmalısınız. Kristal kaya tuzunun faydaları başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz. https://www.hayatvesaglik.net/kristal-kaya-tuzunun-faydalari/
Stres ve uyku düzeni
Fiziksel veya psikolojik stres durumları da bağışıklık sistemini güçsüz düşüren nedenlerdendir. Özellikle viral hastalıkların salgın olduğu dönemde uzun çalışma saatleri, yeterli dinlenememe gibi sebeplerle fiziksel stres altında kalan kişilerde; yine iş hayatı veya bazı özel nedenlerden kaynaklanacak şekilde psikolojik stres altında olanlarda hastalıklara yakalanma olasılığı artmaktadır. Yeterli ve kaliteli uyuyamama da bağışıklık sistemini belirgin derecede bozmaktadır.
Kötü alışkanlıklar
Sigara ve alkol gibi bazı alışkanlıkların zararları herkes tarafından bilinmektedir. Sigara hem lokal etkisi ile üst solunum yolu ve ağız bölgesinde enfeksiyonlara açık bir ortam yaratacak hem de sistemik etkileri ile kişinin bağışıklık sistemini olumsuz etkileyecektir. Benzer şekilde belirli miktarın üzerinde alkol tüketimi de bağışıklık sistemini baskılayarak hastalıklara uygun bir ortama neden olacaktır.
Egzersiz
Yapılan aktivitenin yoğunluğu, süresi, şiddeti ve bireyin fiziksel uygunluğu başta olmak üzere pek çok faktör egzersizin bağışıklık üzerindeki etkilerini değiştirebilmektedir. Genel olarak sağlıklı yaşam amacıyla düzenli ve orta düzeyde egzersiz yapan bireylerde uzun dönemde bağışıklık sisteminin güçlendiği bilinmektedir.
Ancak özellikle şiddetli egzersizi takip eden 3-72 saatlik süreçte; bağışıklık sistemi, fiziksel aktivitenin etkilerinden ötürü baskılanmaktadır. Bu nedenle bu dönemde egzersiz sonrası dinlenme ve yeterli besin-sıvı tüketimi bağışıklık sisteminin korunması açısından önem taşımaktadır.
Not: Bağışıklık sistemini nasıl güçlendirebiliriz başlıklı yazımızı da mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. https://www.hayatvesaglik.net/bagisiklik-sistemini-nasil-guclendirebiliriz/
Tüm bu önerilerin haricinde, besinler söz konusu olduğunda kişinin şeker hastalığı ve kolesterol gibi diğer hastalıkları mutlaka göz önünde bulundurulmalı ve bu hastalıklar açısından diyet gözden geçirilmelidir.